Çemişgezek ve köylerinde düğünlerle ilgili adetler bölge bölge farklılıklar arz eder.Şavak köylerinde, ova köylerinde, nahiye köylerinde ve dağ köylerinde hep farklı uygulamalarla karşılaşılır.Bu çalışmada ilçe merkezindeki gelenekler esas alınmış, ancak zaman zaman bazı köylerden de örnekler verilmiştir.
Kız İsteme
Kız isteme ile ilgili prosedür yüzyıllardır hemen hemen hiçbir değişikliğe uğramamıştır.Önce erkek çocuk sahibi olan aile kendi aralarında bu konuyu görüşürler.Çevrede oğullarına münasip bir kıza talip ılur ve durumu oğullarına bildirirler.Oğlanın fikrini almak yakın dost ve akrabalara bırakılır.(Anne ve ablaların bu konuda etkileri fazladır)Erkek aile ve yakınlarının fikirlerini onaylarsa kızın fikrini öğrenmek için kıza yakın kişilerce ağzı aranır.Kızdan da müsbet cevap alınırsa kız evinden hayırlı iş için gün istenir.Belirlenen günde iki tarafın da sevip saydığı birkaç kişi ile oğlanın anne ve babası kız evine gider ve kızı anne ve babasından isterler, kız evi bunu hemen kabul etmez, kıza soralım, akrabalarımıza soralım, ailemize danışıp size öyle cevap verelim der.Eğer kız evinin cevabı kesin red değilse dilbağı denilen bir emanet (elbiselik, altın, kolonya, yüzük vb.)bırakılır.Böylece kesin karar verilinceye kadar kızın başkaları tarafından istenmesi önlenmiş olur.Kızın ailesi bu konuyu kızın görüşünü de aldıktan sonra aralarında görüşür ve hepsi uygun bulursa oğlan evine haber salınır.Belirlenen günde erkek tarafı yine bir heyetle kız evine gelir.Damat adayı bu heyette bulunmaz, onun yerine bir arkadaşı vekil olarak katılır. Bir süre sohbet edildikten sonra Allah’ın emri, Resulün kavli ile kız babasından istenir.Bu arada gelin adayı misafirlere kahve servisinde bulunur.Bu vesile ile gelen heyet gelin adayını daha yakından görmüş olur.Bir taraftan kız ailesinin gücüne göre gelenlere yiyecek ikramında bulunulurken diğer taraftan ağır nişan için getirilen eşya ve ziynetler açılır ve kız ailesine teslim edilir.Bundan sonra damat adayının vekili kalkarak orada bulunanların ellerini öper ve kız isteme merasimi sona erer.Bu vesile ile yeni bir akrabalık kurulmuş olur ki buna hınamilik denir.
Nişan
Nişan için de gün belirlenir.Nişan için de yene bohçalar hazırlanır, ev halkına ve yakınlarına da hediyeler verilir altınlar takılır.Ağır nişanın kahvesini kız tarafından bir yakını hazırlar, kahve tepsisine bu hizmetin karşılığı olarak bahşiş niteliğinde para konulur.Her iki tarafta hayırlı olması temnisinde bulunarak nişan merasimine başlanır.El öpmeden sonra yüzükler takılır.Eğer nişanlılık uzun sürerde araya bayram girerse geline bu seferde bayramlık adıyla hediyeler gönderilir.
Düğün
Düğünler uzun bir hazırlık devresinden sonra başlar. Bu arada alışverişler yapılır ve eksikler tamamlanır. Düğüne halkın çağırılması ise oğlanın yakınlarının evlerine çalgı gönderilerek, diğerlerine ise “coğcoğan” denilen çağırma işiyle gönderilmiş kimseye vasıtayla yapılır. Coğcoğan tek tek dolaştığı evlere şeker dağıtarak düğüne davet eder.
Düğün hazırlıkları sağdıçlar tarafından sürdürülür.Bazı köylerimizde sağdıçlara müsahip denilmektedir. Müsahip “sahip olan” anlamına gelir ve gelin ve güveyi adaylarını düğüne hazırlamakla görevlendirilen kişidir.
Çemişgezek ve köylerinde düğünler Perşembe veya Pazar günü yapılmaktadır. Eskiden üç gün hatta bir hafta süreyle düğün yapılırken artık bir günle yetinilmektedir.
Güveyi Hamamı
Güveyin yıkanıp temizlenmesi ve tıraşı için tertiplenen bu geleneksel merasim hamamlarda yapılırdı. Güveyi sağdıçları, dost ve arkadaşları tarafından çalgılı bir şenlik ile evden hamama götürülürdü. Bu hamam şenlikleri daha ziyade güveyinin emsal ve akranlarınca düzenlendiğinden çok daha renkli olur.Yol boyunca çalgılı oyunlar oynanır, hoyratlar söylenir. Güveyinin traşından sonra banyosu yaptırılır ve öğleye doğru aynı şekilde şenlikle düğün evine dönülür. Yenilen sofralar ve ziyafetlerden sonra güveyi giydirilir, arkadaşları ile birlikte düğün yerinde kına oynamak üzere ortaya çıkarılır.
Düğün boyunca oyunculara para yapıştırmak adeti vardır. Fakat güveyi oynarken bu adeta bir para yağmuruna dönüştür. Toplanan bütün paralar çalgıcılara aittir. Geleneksel kına havası çalınır ve arada hoyratlar yakılır örneğin;
Çemişgezek’te düğünler iyi komşuluk ve toplum huzurunu yansıtan merasimler halindedir. Derin bir samimiyet ve yardımlaşma havası içinde başlar ve böylece biter. Düğünler, davul-zurna, davul –klarnet veya takım çalgı diye adlandırılan Davul-klarnet-darbuka-cümbüş ve kemandan oluşan sazların eşliğinde çok çeşitli olan mahalli oyunlar, orta oyunları ve çeşitli eğlencelerle yapılır.
Düğünlerde kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yerlerde, mesela hava müsaitse erkekler açık havada(bahçede, evlerin önünde)kadınlar ise genişçe bir salonu bulunan bir evde toplanarak eğlenirler. Kadınlarla erkeklerin oyunları da çalgıları da ayrıdır. Kadınlar daha ziyade zilli teflerle veya mevcutsa ud ile oyunlarını oynarlar.
Konu, komşu, dost ve ahbapların katılımı ile düzenlenen düğün şenlikleri içkili-içkisiz ziyafetlerle süslenir. “Düğüne gelen oynar, ölüye giden ağlar” deyişine uygun olarak düğüne gelen herkes tam bir eğlence havası içinde oynanan oyunlara iştirak eder. Halk ezgileri, halk sazları, halk oyunları, halay ve kol oyunu yanında tertiplenen orta oyunları ile bu eğlenceler çevre folklorunun bütün güzelliklerini sergiler. Daha çok yaz ve sonbahar mevsimlerinin müsait hava şartlarında düzenlenen düğünlerimiz eğlenenlerin rahatlığı, ziyafetin bolluğu açısından bu mevsimlerde düşünülmüştür. Aşağıdaki dörtlük bu düşünceyi açıklamaktadır;
Düğünüm yaza gele,
Vakti kiraza gele,
Dostları hak saklaya,
Düşman maraza gele .
Düğünün en hareketli günü oğlan evinde güveyi hamamı kız evinde ise kına gecesidir.Gelinin kınası Çarşamba akşamı yakılır.Kızın arkadaşları gelini giydirir ve süslerler.Bu arada orada bulunanlar da bildikleri manileri söylerler;
Süslü bezekli yarim,
Kolu bilezikli yarim,
Gadaların alayım,
Çemişgezek’li gelin.
Hazırlanan kına çalgı eşliğinde sağdıçlara götürülür. Kapı önünde kısa bir eğlenceden sonra gelin; arkadaşları, yakınları ve diğer davetliler ile baş başa bırakılır. Kınası yakılırken de şenlik devam eder, ağıtlar ve maniler söylenir.
Altın tas içinde anam kınan ezildi,
Gümüş tarak ile anam zülfün çözüldü ,
Benim yazım yad ellere yazıldı,
Doldur pınar doldur ben gider oldum,
Gelin alındıktan sonraki dönüş çok hazin olur. Ağlayan anne, bacı, kardeş ve yakın arkadaşları arasında telli duvaklı gelin alınır ve görümcenin yanına yerleştirilir. Gelin ağlarken çalgılar da gelin ağlatma havasına devam etmektedir;
Kızardı kayalar al giydi dağlar,
Anadan ayrılan anam oh çeker ağlar ,
Bozuldu bahçeler anam virandır bağlar,
Doldur pınar doldur anam ben gider oldum,
Anamı, babamı anam terk eder oldum.
Gelin alındıktan sonra dönüş genellikle uzak ve dolambaçlı yollardan yapılır. Bu bir çeşit uğur sayılır. Bunun bir diğer amacıda gelinin ayrılması halinde dönmesinin güç olacağının kendisine ima edilmesidir.
Düğün kafilesi ile birlikte gelin oğlan evine getirilirken kararlaştırılmış bir yerde kafile durdurulur. Evli ve bekar sağdıçlarla beraber orada bulunan yüksekçe bir yere çıkarılmış olan damat elinde bulunan bir mendille ağzını kapatarak sağ elindeki elmayı gelinin başına atar. Arkasından sağdıç tarafından verilen leblebi, üzüm, buğday karışımı çerezlerle ufak paraları düğüncülerin üzerine serper. Atılan elmanın geline isabet etmemesi için gelinin etrafında bulunanlar elmayı havada iken tutmak için çaba sarfederler. Bu bir uğur sayılır. Çerez atılması o yılın bolluk içinde geçmesi temennisi olarak telakki edilir.
Daha sonra kafile yoluna devam eder ve oğlan evi önüne gelinir. Attan veya vasıtadan indirilince gelinin ayakları önünde kurban kesilir. Kurban kesildikten sonra damat gelini koltuklayarak içeri götürür. Bu sırada da evli sağdıçlar tarafından verilen çerezlerle kağıt kırpıntılarını düğüncülerin üzerine serper. Alkışlar ve sevinç nidaları arasında koltuk merasimi biter ve gelin ile damat yakınlarının ellerini sırayla öperler. Bundan sonra düğüncülerin bulunduğu yere dönülür. Gelin ve damat yan yana oturtularak verilecek hediyeler kabul edilir. İlk hediye güveyi tarafından gelinin yakasına iğnelenen bir altın veya beşibirliktir. Bundan sonra güveyi yakınlarının ve daha sonrada diğer misafirlerin hediyeleri geline takılır.
Hediyelerin verilmesinden sonra eğlenceye devam edilir. Yemekler yenir ve oyunlar oynanır. Akşam saatlerinde düğün sahipleri ve güveyi davetliler tarafından tebrik edilerek ayrılırlar. Düğün burada sona erer.
Ertesi gün Pazartesi veya Cuma günüdür. Herkes oğlan evine yüz açımına yani hayırlı olsun demeğe gider. Gelinle yüz açımına giderek yeni evlilere hediye götürürler. Üç gün sonrada kız evinin yakınları oğlan evine baklava getirirler. Buna kızı sordurmak denir.