MENÜ
Anasayfa
Genel Bilgiler
Coğrafi Yapı
İklim
Tabiat
Muvasala
Kronoloji
Kültürel
=> Tarihi Eserler
=> Atasözleri
=> Bayramlar
=> Bilmeceler
=> Doğum ve Çocuk
=> Dualar - Beddualar
=> Düğün Adetleri
=> Evlerin Özellikleri
=> Folklor
=> Halk Hekimliği
=> Inanislar
=> Hikayeler
=> Maniler
=> Ninniler
=> Cenaze Adetleri
=> Sünnet
=> Yemekler
Misafir Defteri
İletişim
 

Folklor

FOLKLOR


Maniler. efsaneler,atasözleri,deyimler,tekerlemeler,bilmeceler ve ağıtlamalar bakımından zengin olan Tunceli folklorunda güçlü bir halk şiiri geleneği yoktur.

Yörede anlatılan Süpürgeç Dağı ile ilgili Karadağ Efsanesi'ne göre,bu dağlar bir zamanlar aynı kıza aşık iki delikanlıymış ve aralarında zorlu bir çekişme varmış. Yıllar geçmiş ikisi de ihtiyarlamış,ama bir türlü birbirlerini yenememişler. Sonunda Aşık oldukları kızın ardından ikisi deölmüşler. Ama aralarındaki rekabet sürmüş;İkisi de birer dağ olmuş ve birbirlerine top atmaya başlamışlar.Süpürgeç'inattığı toplardan Karadağ'ın yüzü Kapkara,Karadağ'ın attığı toplardansa Süpürgeç Dağı'nın tepesi dümdüz olmuş.

Çok zengin bir saz kültürünün olduğu Tunceli'de ezgiler Sivas Aşıklamalarıyla benzerlikler gösterir.Seyit ya da Savbentdenen Aşıklar,Nesimi,Pir Sultan,Kaygusuz Abdal gibi Aşıklardan deyişler çalar,söyler,semahlar oynar,Köroğlu koçaklamaları,Kerem'den divan ve türküler okurlar.

Bağlama,cura,tambura,kabak kemane,zurna,dilli ve dilsiz kavallar,davul,tef gibi müzik aletleri eşliğindesöylenen yöre türkülerinin bazıları şunlardır;Siyah Perçemlerin Gonca Yüzlerin,Birdirbir,Turna Bölük Bölük Olmuş,Bebek,Çadır Kurdum Düzlere,Karlı Dağlar.

Tunceli'de bayramlarda,özel günlerde halaylar çekilir;yöre yaşamının güçlüğünün izlerini taşıyan seyirlik oyunlar oynanır.

Alevi köylerinde semahlar,Çemişgezek'te kılıç kalkan oyunları da oynanır.Üç Yaka,Dello,Tamzara,Kemal Çavuş,Güzeller oyun havalarında davul-zurna ya da kemençe,kemancümbüş eşlik eder.

Yörenin seyirlik oyunları arasında;Reşit ile Hurşit,Köylü Şehirde,Fatma Oyunu,Ana ben Evlenecem,Fakir Köylü,Ali ile Fatoş,Beceriksiz Adam sayılabilir.

FOLKLOR ÜRÜNLERİ

    
Taş çekmeler: Yöremiz folklörünün ilginç bir yanı da taş çekmelerde karşılıklı olarak söylenen mani ve türkülerdir. Taş çekmeler öteden beri bir adet ve gelenek halinde günümüze kadar gelebilmiştir. Yöremizde bulgurlar el taşlarında çekilir. Bulguru hazır olan eve mahallenin bütün genç kızları toplanır, bulgurları çekerler. Gençler bu işi yaparken gruplara ayrılarak yörenin mani ve türkülerini söylerler. Bu durum bulgur bitinceye kadar devam eder. Ayrıca kız ve erkekler bunları karşılıklı olarak söylerken , yöremize has oyunları da oynarlar. Taş çekme sırasında şu türküleri söylerler;

 
Nana bizim bağın başını
Nana ayıklayam taşını
Nana yalvarırım kaynıma
Nana yollasın kardeşini
  
                             Nana bizim bağlar buradır
                             Nana gülü sıra sıradır
                             Nana alan murat almasın
                             Nana gözüm  ardı sıradır

Nana su gelir lüle lüle
Nana yar gelir güle güle
Nana elinde ipek mendil
Nana terini sile sile



Sarbalta Köyü'nde "EL DOKUMA ÇANTA"


Hanımda çoktur nevale
Hanım doldurmuş çuvala
Eğer varda vermiyorsa
Farelere pay ola   

Fare arıstakta gezer
Bulgura karanfil düzer
Acımızdan kellek olduk
Sizde adet böylemidir.

Çorba gelir boz bulanık
Ekmek gelir, ardı yanık
Kaşık gelir sapı kırık
Kap gelir dibi delik





                               GELİN-KAYNANA TAŞLAMASI

Kaynana:
Kız gelin dır dır etme,
Fazla ileri gitme,
Vakitsiz horoz gibi,
Gece yarısı ötme.

Gelin:
Ocak başı yan başı,
Ben yemem bulgur aşı,
Teneşürde yıkana,
Kaynanamın kel başı.

Kaynana:
Saçı saçaklı gelin,
Beli kuşaklı gelin,
Dün geldin adam oldun,
Leylek bacaklı gelin.

Gelin:
Tasa koydum kavurma,
Kaynana karşımda durma,
Gözlerin çapaklanmış,
Midemi bulandırma.
 
Kaynana:
Çiçek gibi her yanım,
Sen hizmetçi ben hanım,
Evden kovarım seni,
Eğer isterse canım.

Gelin:
Kaynanalar kaynaşır,
Gelinlere bulaşır,
Bir eski papuç giyer,
Gelini keser dolaşır.

Kaynana:
Duvarda elek mi olur?
El kızı melek mi olur?
Kör olasın kaynana,
Unca söylemek mi olur?

Gelin:
Ben bir küçük fenerim,
Hem yanar hem sönerim,
Canımı sıkma kaynana,
Oğlunu alır giderim.

Kayana:
Gelin gettük iş ede,
Bir minderi beş ede,
Biz gelin getürmedük,
Biz ile döğüş ede.   

Gelin:
Çarşıdan aldım lahana,
Kıydım koydum sahana,
Hiç ömrümde görmedim,
Böyle cadı kaynana.
 

              


                                                           GELİN TAŞLAMASI

Dama serdim kilimi,
Çek kaynana dilini,
Şimdi oğlun gelirse,
Kırar kanbur belini.

Kaynanam kara mesti,
Beni oğluna kesti,
Kesti kesti neyledi,
Aldı bağrına bastı.

Duvara çaktım kazık,
Kaynanam öldü yazık,
Kaynanama acımam,
Bir top bezime yazık.    

Kaynanayı netmeli?
Kaynar suya atmalı,
Yandım gelin dedikçe,
Altına odun atmalı.

Çengele asar sütü,
Üstüne örter çiti,
Çeker verir kızına,
Gine der gelin kötü.    

Kulhuvallahü ehed,
Kaynanayı kaldır at,
Kaynanasız gelinler,
Anam bacım ne rahat.

                 GELİN AĞLATMA

Atlar eğerlendi geldi kapıya
 Kız çeyizin topla, doldur terkiye
  Kilidin iyi vur sıkı perkiye
   Başlasın gelinlik kızlar türküye

          Doldur pınar doldur, ben gider oldum
           Anayı babayı terk eder oldum.
 
             Anam yoğurdunu ayran eylesin
               Çıksın yücelerden seyran eylesin
               Elleri uğruma hayran eylesin
              Anamın oğlu var beni neylesin

             Eyvah ağam eyvah, ben gider oldum
            Anayı babayı terk eder oldum
           Kızanan söyleki cehizin saya
          Yazmanda işlenmiş gül bülbül oya

     Seni tay etmişler, güneşe, aya
   Bir daha geri dön bak doya doya
 De anam, de ki ben tez gider oldum
Yurdumdan yuvamdan derbeder oldum
 

              GELİNİN ARDINDAN

Geline gerek bir kacı
Ağlıyaydı acı acı
İki gözüm, başım tacı

     Şen babam evi şen olsun
     Giderim haberin olsun.

Geline gerek bir ana
Ağlıyaydı yana yana
İki gözüm ağla ana

    Şen babam evi şen olsun
    Giderim haberin olsun.,

Şavak Aşiretleri

Andrews Şavak aşiretleri hususunda " farklı bir kültüre sahip, yarı göçebe bir grup" olduklarını söylüyor. Keza,"Şavaklılar kırmanca konuşurlar , konuştujkları dil kırmanca konuşan diğerleri tarafından anlaşılmaz" yargısında bulunuyor. Oysa Muhtar Kutluata göstermiştir ki, Şavaklılar bir Türkmen aşiretidir. Tüm maddi ve manavi kültürleri, Asyatik özellikleri aynen yansıtmaktadır. Hatta kullandıkları hayvan damgalarına varıncaya kadar. Ayrıca Şavakların zaza olduklarıda bilinmektedir. Kürtler ise bir efsaneye göre zalim Zahak'tan kurtalılan bir grup çocuktan türemiştir.



 

 

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol